16 Nisan 2010 Cuma

Sessiz bir feryat gibi

Hayat, hisseden gönüllere bir seraptır... ♥ Acıların tortulaştığı bir ömür de, günler salise olur, mevsimler saniye, seneler ise adeta dakikadır... Çünkü yaşanan her güzellik, başlayan her sevda, ışık hızıyla geçer ömrün kenarından... İnsana yalnızca geçirdikleri ...arkasından buruk bakışlar kalır... Sevda ise... Sevginin zirve noktasıdır... Artık O.. Kalbinde ayrı bir varlık taşır Ve bu varlığın büyüklüğü, yüceliği erişilmezliği nisbetinde kişi mesafeler kat eder... Buna sevda ateşi derler ki insan yavaş yavaş fenaya doğru yaklaşır bu ateşte yana yana... Çünkü bir anlık düştür bu koca hayat... Ve bir ağacın altında gölgelenmek kadar kısadır... Nice güzellikler vardır, nice hasretler vardır, henüz başlayan, nice sevdalar vardır kainat kadar azametlidir... Hepsi; ama hepsi bir kaşık hüzünle noktalanmaya mahkumdur... Ne demişler !... Gönül... Çalamazsan aşkın sazını, ne perdeye dokun ne teli incit... Eğer çekemezsen gülün nazını, ne dikene dokun ne gülü incit... Sahrada Mecnun değilsen, ne Leyla' yı çağır ne çölü incit... Mevlana' nın şu sözü de düğümlenir o sineler de; "Her derdin bir acısı var... Acılarım katlanılmaz değil ama, birde tuz Basanı var... Her aşkın bir hasreti var, her hasretin bir çilesi... Çilem çekilmez değil ama bir de Çektireni var..." "Her aşığın bir sözü var.... Her sözün bir söyleteni, söyleyecek çok şeyim var ama bir de Susturanı var... " "Ve ben... Şimdi SUSTUM !..." Çünkü... İnsan; Yıkılırken bile "Lamelif" gibi devrilmeli bükülmeden. ( لا ) Sevdiğine atılan kurşunları "Cim" gibi alabilmeli bağrına. ( ج ) Sırtına dağlar yüklendiğinde "Elif" gibi dimdik durabilmeli. ( ا ). Bir ömür "Kef" gibi sevdiğini kucağın da taşıyabilmeli. (ك) Sevdiğine ölürken bile "Te" gibi tebessüm edebilmeli. (ت ) Bunlar için bile; Bir tek Rabb karşısında "Mim" gibi secdeye koymalı başını. (م ) Yüreğinden bir ses yükselirse bir gün... İçinden alevli bir sızı dudağına rengini aksettirirse... Bil ki !.. Ben orada olacağım !...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder